31 Ocak 2012 Salı

SUSUYORUM...

Kendime sakladıklarım var,
Bir de senin için kenara ayırdıklarım…

Dil düğümlenir ya bazen…
Susuyorum…
Bu aralar dinlemeler sevdalısı oldum ben…

Derinlerden gelen sesleri duyuyorum,
Yaşıyorum gizliden...

Yanında, senin huzurunla huzurunda 
Gizleniyorum kendimden...

Bugün de seninle bitti diye seviniyorum içimden...

24 Ocak 2012 Salı

SON GÖREV…


KAHKAHALAR DONAR...
Hayatta zamansız bir sürü şey olur. Bir uçağın kanatlarında başka ülkelere ya da bir meleğin kanatlarında başka dünyalara yolculuklar. Söylenecek tüm kelimeler tükenir. Kahkahalar donar yüzlerimizde, ellerimizi nereye koyacağımızı bilemeyiz. Bazılarımız gittiği yaşta kalır çocuk kalplerimizde. Kaya benim yüreğimde çocuk haliyle kaldı. Hiç büyümeyecek. Işıklar içinde oyna oyunlarını Kaya. Çok özleyeceğiz seni. 

GÖKNUR KARAHAN

GİTTİN... 
80'lerin başıydı, içimizdeki o  coşkuyu, enerjiyi boşaltmaya çalıştığımız o minicik sıralarda bulduk birbirimizi, çocukluğumuzun saf, tertemiz duygularıyla... Ve aradan geçen yıllar sonrasında hiç büyümemişiz sanki...  Her şey bıraktığımız yerden devam edercesine  aynı ruhla ve  aynı saf tertemiz duygularla, kol kola ve kahkahalarla...

Bir kez daha anladım ki, hayat filmlerde ve kitaplarda olduğu gibi değilmiş… Her kelimenin, her karenin ardında başka bir kelime, başka bir film karesi gizliymiş. Ne kadar çocukmuşuz ki; bu kelimelerin, bu karelerin hiç bitmeyeceğine inanmışız...
Ve sen canım arkadaşım, bu karelerden ve bu kelimelerden kaçarcasına gittin...

Gittin, yürekleri yakarak, gözpınarlarını kurutarak gittin,
Gittin, kelimeleri boğazımızda yumruk gibi koyarak gittin...
Gittin, yaşanacak onca güzel anılarımızı yaşayamadan gittin...
Gittin, sana izin vermeden gittin...
Gittin, arkandan boşluğa el sallatarak gittin...

Gittin ama dilimizden o KAYA'yı sildiremedin...
Gittin ama kulağımızdan o komik KAYA'nın kahkaha seslerini yok edemedin...
Gittin ama yüreğimizden o KAYA'yı kopartamadın...
Gittin ama her gittiğimiz yerde  yanımızda olacak KAYAmız...

ARZU ŞANAL


SEN DE BÖYLE YAPARDIN...
Bizler 80’lerin havasını, kaldırımlarını, Tunalısını, kahvehanelerini, ayakta saatlerce durup sohbet ettiğimiz sokak köşelerini ve daha saymakla bitmeyecek güzellikleri yaşadık, dostluğun en güzel temellerini attık. 80’lerin çocukları olan bizler 25 sene sonra bulduğumuz gerçek dostlarımızı  zamansız kaybetsek bile ölene kadar kalbimizden çıkartmayız. Biliyorum ki; Kaya sen de böyle yapardın.

KAYA, bundan sonra yanımızda olmayacaksın belki ama kalbimizden hiçbir zaman çıkmayacaksın...

Arkadaşlarla her toplandığımızda sen de hep bizlerle olacaksın.
SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİM ARKADAŞIM, KARDEŞİM. KALBİMDESİN…

TURAN KAHVECİ

BUZ GİBİ"
Ölüm günüm düğün günüm" demiş Hz. Mevlana "Sevgiliye kavuştuğum gün..." Sevgili Kaya, vakitsiz gidişin hayatın buz gibi gerçekleriyle bir kez daha yüz yüze getirdi. Umarım ölüm günün düğün günün olmuştur. Gülüşünü ve güldürüşünü unutmak mümkün değil. Allah, anneciğine sabır, sana rahmet eylesin. Mekanın cennet olsun arkadaşım...

SONGÜL GÜZELSOY

YARIM KALAN...
Bir varmışız, bir yokmuşuz… Az gitmişiz, uz gitmişiz…
Muradına erenler, kerevetine çıkanlar varmış…
Masalmışız… Bitince uyurmuşuz… 
Bir de daha bitmeden uyutan…
Zamansız giden dostların arkasından anlatılan…
Yarım kalan masallar varmış…
Kayacım;
Mimar Kemal’in bahçesinde başlayan masalımızın başına kahkahalarını tekerleme yaptık haberin olsun… Seni hep gülerken, güldürürken anlatmak istedik… Varlığın neşemizdi… Neşeli uyu istedik…
Bu soğuk kış gününde karlar yağdı üzerine ama sen üşüme, her kar tanesinin içine biz sevgimizi serpiştirdik…

DİLVİN YÜCEBARLAS

16 Ocak 2012 Pazartesi

BEYAZ


      Nereye baksan beyazdı işte…
Gözünü kıstın, yüreğini açtın…
Az görüp, çok hissettin…
Yürüdün de yürüdün yorulmadın…
Soğuk değil tatlı serindi...
Üşümedin…
Bir sen bir de Ankara beyazdı…
Üç harf, tek heceyle eşitleyiverdi her şeyi
Ne tümsek kaldı ne de çukur…
Sadece beyaz, bembeyaz…
Çekti içine bırakmadı seni…
Şu şemsiyeyi tutan elin yorulmasa...
Yürüyecektin zamansızlığa
Islatmazdı seni beyaz,  keşke bıraksaydın boşluğa…

9 Ocak 2012 Pazartesi

YARIM...

Karanlıkta kalan soğuk yarım...
Yarı çıplak, gizemli…
Sorgulu sualli…

Ruhu kar, teni süt beyazı…
Diğer yarım…
Yarı kaçık, hayalci…

Yarım yarım varım…
Siyahla beyazın birleştiği kadar tamım…

2 Ocak 2012 Pazartesi

GECEYE DÜŞEN YAĞMURDA



Bazen hayatın hızına karışır insan…
Arnavut kaldırımlarına sıkışan ışığa takılır ayaklar,
Birden gecenin gizeminde gezinir ruhlar…
Yağmur çiselerken kirpiklerin arasından gözlere yerleşir damlalar,
Maskeler düşer, hayatın hızına karışır duygular...