Fırtına güçlüymüş, hiç de dinesi yokmuş…
Yağmur yağdıkça yağıyor, karanlık bir türlü
dağılmıyormuş…
Kalın gri yağmur bulutlarının arasına sıkışan
güneş can sıkıntısından küçük beyaz bulutlarla ve sakin rüzgarla iş birliği
yapıp bir büyü hazırlamaya başlamış…
Önce beyaz pamuk katmanlarda topladığı küçük yağmur
damlalarını biriktirmiş…
İçine biraz renk, biraz umut, biraz şans
koymuş…
Rüzgar bir barmen edasında küçük, güçsüz,
sevimli bulutları sallamaya başlamış…
Her damlacık farklı bir renk almış…
Önce kırmızılar ve turuncular girmiş sıraya
umutları toplamış,
Ardından yeşiller ve sarılar damlalara
karışmış mutluluk olmuş…
Şans da mavi, lacivert ve mora dolmuş…
Renkli damlacıklar güneşin sıcağında
birbirine karışmış, sallana salana uzamış, büyümüş…
Gri bulutlar dağılıp, yağmur dinince ve fırtına
hırçın kollarını yeryüzünden çekince güneş gökyüzünün kuşağını aniden salı vermiş…
Nemli yeryüzü güneşin büyüsüyle aydınlanmış, deniz
renklenmiş, gökyüzü boyanmış, tüm dilekler ayaklanmış…
Kuşağa sarılan melekler dilekleri toplamış...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder